Bilindiği gibi AKP ve MHP en az bir yıldır, yandaş kanalları ve sözcüleri vasıtasıyla 3-4 farklı siyasi ideolojiden oluşan Millet İttifakına “Cumhurbaşkanı adayını belirle” baskısı yapmaktadır.

Geçen hafta Erdoğan da Kılıçdaroğlu’na “karşıma çıkabilecek misin” diyerek bu kervana katıldı.

Millet İttifakındaki partiler için, görüş birliği içinde alınabilecek en zor karar ortak bir çatı adayı belirlemek olacaktır. Zira önümüzdeki seçimler, Türkiye için raydan çıkmış treni ya tekrar rayına oturtma ya da trenin devrilerek enkaza dönmesinin karar seçimi olacaktır.

Bir başka deyişle, önümüzdeki seçimlerin telafisi asla yoktur. Bu seçim yenilen tarafın “gel bir beş daha yapalım” diyerek rövanş isteyeceği tavla oyunu değildir.

Millet İttifakının aday belirlemede hata yapma lüksü yoktur.

Aday belirlemede bence yanıtlanmaları gereken noktalar şunlardır:

1. 6 parti ortak bir çatı adayı mı çıkartırsa Erdoğan’a karşı daha başarılı olur, yoksa her parti kendi adayını çıkartırsa mı?

Eğer 6 parti kendi adayını çıkartırsa, sandığa gidecek seçmen sayısı o kadar artar. Bu da oyları zaten düşüşte olan Erdoğan’ın ilk turda seçilme olasılığını zorlaştırır.

Örneğin, 40 milyon seçmen sandığa giderse, Erdoğan’ın seçilmesi için 20 milyon+1 oy, 50 milyon sandığa giderse 25 milyon +1 oy gerekecektir.

1. Eğer 6 parti tarafından bir çatı aday belirlenecekse:

Bu aday devleti layıkıyla temsil edecek, Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri ile barışık, demokrasinin kuvvetler ayrımı, şeffaflık, hesap verilebilirlik ilkelerine saygılı bir devlet adamı mı olmalıdır, yoksa mitingi meydanlarında Erdoğan ile dişe diş, başa baş performans gösterecek tecrübeli bir siyasetçi mi?

Bir benzetmeyle açıklık getirelim: Millet ittifakı adayı Necdet Sezer gibi devlet adamı tipi bir aday mı olmalıdır yoksa Demirel, Özal gibi bir halk adamı türü aday mı olmalıdır?

1. Sevin, sevmeyin, kabul edin etmeyin, Erdoğan son dönemlerin vatandaşla en iyi diyalog kurabilen, empati kurabilen, hitabet gücü en yüksek, kitleleri ikna edebilen, algı yaratıp yönlendirebilen siyasetçisidir. Dolayısıyla, Millet İttifakının çatı adayı veya 2. tura kalacak adayı, bu niteliklere sahip olmayan, kitlelere hitabet, miting tecrübesi olmayan Ekmeleddin İhsanoğlu gibi pasif bir bürokrat, hukukçu, akademisyen olursa, bence bu seçim de tepside Erdoğan’a teslim edilmiş olur.

1. Olası adayın siyasi kimliği hepsinden önemli bir unsurdur.           Rakamlarla izah edelim. Çok partili siyasi hayatımızda seçim sonuçları ülkede seçmenin yaklaşık %70-75’nin dinci, milliyetçi veya merkez sağa yatkın olduğu, %25-30’nun ise sola yatkın olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Millet İttifakının çatı adayı veya 2. tura kalacak adayının, sağdan oy alabilecek sol kökenli bir kişi olmasından çok, soldan oy alabilecek sağ kökenli bir aday olması çok önem kazanmaktadır.

Adı konuşulan mevcut adaylar arasında, Erdoğan’ın karşısında en çok sol kökenli, bürokrat kimlikli Kemal Kılıçdaroğlu’nu görmek istediği kesindir. Nitekim geçen yıl Twitter hesabımdan “siz Erdoğan olsanız, karşınızda en zayıf aday olarak kimi görmek isterdiniz” diye yaptığım bir ankete 60 binin üzerindeki katılımcılardan 10’unun 7’si Kemal Kılıçdaroğlu yanıtını vermiştir.

Toplumda, hatta CHP’lilerin bir kısmında da algı, Kemal beyin Erdoğan karşısında bir şansı olamayacağı yönündedir.

Bu karşı durma, Kemal Kılıçdaroğlu’na duyulan herhangi bir husumet, kişisel bir duruştan değil, önümüzdeki seçimlerde Türkiye’nin artık AKP ve Erdoğan yönetiminden kurtulması talebinden kaynaklanmaktadır.

10 Ağustos 2014 seçimlerinde ana muhalefet partisi Genel Başkanı olarak, Kemal beyin kendisi aday olmayarak, partililerinin bile tanımadığı, kim olduğunu bilmediği, kaybetmesi kesin Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı göstermesi, 4 yıl sonra 2018’de, kafalarda soru işareti yaratacak bir şekilde, yine kendisi aday olmayıp, Abdullah Gül’ün peşinden “çatı adayımız ol” diye koşması sonrası, bu seçimde Kemal beyin aday olmak istemesi anlayışla karşılanabilinir.

Ancak yukarıda açıklamaya çalıştığım gerekçelerden dolayı, şahsen Kemal beyin Erdoğan karşısında seçilme olasılığını son derece düşük görmekteyim.